https://www.sobibder.org/index.php/sobibder/issue/feedSosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Dergisi2024-04-05T00:00:00+00:00Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRKeditor@sobibder.orgOpen Journal SystemsSosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Dergisi’nin yayın odağında; Sosyal Bilimler alanındaki profesyonellere akademik katkı sağlayan, sektörel uygulamalara katkı sağlayan teorik ve uygulama arasında köprü olan, Sosyal Bilimler alanlarında ulusal ve uluslararası karşılaştırmaları inceleyen eserler yer almaktadır.https://www.sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/506Üst Kuşak Anneliği ve Yeni Kuşak Anneliği Arasında Değişen Annelik Algı ve Pratiklerine İlişkin Bir Analiz: “Kızılcık Şerbeti” Dizisi Örneği2024-04-03T19:11:30+00:00Vildan Üstünvildan.ustun@hbv.edu.trHacer Torhacer.tor@hbv.edu.tr<p>Annelik, kadının çocuk sahibi olmasıyla birlikte içinde yaşadığı dönemin özellikleri ve kişinin yaşantısal deneyimine göre şekil alan bir kimliği oluşturmaktadır. Annelik tarihsel süreçte toplumun ihtiyacına göre gelişen ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel ve teknolojik değişimler ile yeniden kurgulanmakta ve tanımlanmaktadır. Anneliğe ilişkin algı ve pratiklerin kuşaklararası değişiminde ise kadının toplum içindeki konumu, kadının algılanış biçimi, içinde yaşanılan dönemin çocuğu tanımlama biçimi, çocuktan beklenilen nitelikler, çocuğun yetiştirilmesine ilişkin hâkim görüş ve ideal olarak algılanan annelik tanımlamaları doğrultusunda yeniden şekillenmektedir. Çalışmanın amacı ise üst kuşak anneliği ile yeni kuşak anneliği arasında değişen annelik tanımlamaları, anneliğe ilişkin bilgi kaynakları ve anneliğe ilişkin değişen pratikler ele alınıp kuşaklararası anneliğin değişimine ilişkin bilgileri betimleyip, yorumlamak ve günümüzde oluşan yeni annelik anlayışını ele alıp tartışmaktır. Bu amaç doğrultusunda nitel araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmada “Kızılcık Şerbeti” adlı dizinin karakterlerinden üst kuşak anneliği temsil eden kayınvalide ‘Pembe’ karakteri ile yeni kuşak anneliği temsil eden gelin ‘Doğa’ karakterinin anneliğe ilişkin algı ve pratiklerini işaret eden diyalog ve söylemleri ele alınmıştır. Bu çalışma da ele alınan konu ile ilişkili olan dizinin 13 bölümü ‘amaçlı örneklem tekniği‘ ile seçilmiş ve bölümler doküman incelemesi tekniği ile deşifre edilmiştir; elde edilen veriler kategorilere ayrılmış nitel içerik analizi ve betimsel analiz yöntemi ile dizi içindeki diyaloglara alıntı şeklinde yer verilerek alan yazın bilgisine dayalı bir biçimde analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda toplumsal değişim faktörlerinin etkisi, kadın ve çocukluğa ilişkin algının değişimi ile birlikte anneliğe ilişkin algının, anneliğe ilişkin bilgi kaynaklarının ve pratiklerin kuşaklararası annelik deneyiminde değiştiği ve dönüştüğü gözlenmiştir.</p>2024-04-05T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 https://www.sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/507Cenap Şahabettin’in Avrupa Mektupları Eserinin Coğrafya ve Edebiyat Disiplini Bağlamında Analizi2024-04-03T19:15:22+00:00Sümeyye Sinansumeyyesinani@gmail.comOğuz Kağan İnanokagansinan@gmal.comZiya İncezince@nku.edu.tr<p>Coğrafya, insan-tabiat ve insan-mekân arasındaki ilişkiyi ele alan bir disiplindir. Bu sebeple insanoğlu eski çağlardan günümüze kadar dünyayı keşfetmeyi amaç edinmiş, bu doğrultuda gezme, görme, tanıma faaliyetlerini gerçekleştirmiştir. Gezi yazıları bu cihetle dikkate değer eserlerdendir. Bu araştırmada Osmanlı döneminin önemli hekim, yazar, şair ve gazetecilerinden biri olan Cenap Şahabettin’in Osmanlı dışındaki Avrupa topraklarını (Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Çekoslovakya, Almanya ve Hollanda) gezerken tuttuğu notlar ele alınmıştır. Cenap Şahabettin 1917-1918 tarihleri arasındaki gezilerde edindiği gözlemlerini-etütlerini “Avrupa Mektupları” adı altında Tasviri Efkâr gazetesinde her hafta bir mektup (gezi notu) şeklinde yayımlamıştır. Bilhassa Avrupa ile Osmanlının nüfus, yerleşme, kentleşme, sanayi, tarım ve fiziki coğrafya açısından karşılaştırılması önemlidir. Cenap Şahabettin’in gözlemleri Avrupa’nın geçmişi ile bugünü karşılaştırma açısından önemli bilgiler vermektedir. Cenap Şahabettin’in Avrupa Mektupları eserinin coğrafya ve edebiyat disiplini bağlamında ele alındığı bu araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Eser detaylı olarak incelenmiş ve içerik analizine tabi tutulmuş, kodlar ve kategoriler oluşturularak tablolar halinde sunulmuştur. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre Cenap Şahabettin’in “Avrupa Mektupları” adlı eseri, edebi açıdan sade bir dil ile yazılmış, Avrupa’nın geçmişine ışık tutmuş, Avrupa coğrafyasını tanımaya katkı sağlamış bir kaynaktır. Eser içerisinde, tespit edilen coğrafi kavramlara bakıldığında coğrafyanın beşerî, fiziki, ekonomik ve bölgesel alt dallarından kelime ve kavramların farklı sıklıklarda tekrarlanan bir yapısının olduğu görülür. Bunlar içinde ise en yüksek oranda Alman (Cermen), Almanya, şehir, Viyana, köy, Bulgar, Tuna, Romanya, ekonomi, toprak, tarım ve çiftçi (rençber) kavramları ön plana çıkmaktadır. Bu modern gezi yazısı yüzyıl önceki Avrupa’nın adeta fotoğrafını çekmiş ve Avrupa’nın bugünü ile kıyaslamada önemli bir kaynak teşkil ettiği için Avrupa coğrafyasını tanıma ve anlama bakımından Coğrafya ve Edebiyat derslerinde kaynak eser olarak önerilmektedir.</p>2024-04-05T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 https://www.sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/508Suça Maruz Kalma Korkusu: Van İli Özelinde Sosyolojik Bir Değerlendirme2024-04-03T19:18:25+00:00Dolunay Şenoldolunay_senol@yahoo.comDilek Keskiner Candankeskinerdilek65@gmail.com<p>Toplumların şekillenmelerinde önemli bir etkiye sahip olan suç, geçmişten günümüze bütün toplumlarda var olmuştur. Suç yasal, siyasal, psikolojik ve toplumsal öneme sahip olmakla birlikte son derece karmaşık bir yapı içermektedir. Günümüz dünyasında değişimin hızının artması pek çok sorunu da beraberinde getirmiş, suç çeşit ve oranlarını da değiştirmiştir. Bu değişim, bireylerde suça maruz kalma korkusunu arttırırken aynı zamanda da güven duygusunun zedelenmesine ve sürekli olarak bir korku atmosferinde yaşamalarına neden olmuştur. Bu bakımdan son dönemlerde hem bireyler hem de toplumlar için suç korkusu, en az suç kadar önemli bir gündem oluşturmaktadır. Tüm bunlardan dolayı bu çalışmada suç korkusunun önemi üzerinde durularak literatürdeki çalışmalar üzerinden teorik bir arka plan oluşturulacaktır. Bu bilgiler ışığında Van ilinde yapılan yarı yapılandırılmış görüşme verileri değerlendirilerek konu ile ilgili sosyolojik bir bakış açısı oluşturulmaya çalışılacaktır. Görüşme verileri ile sınırlı kalmak şartı ile bireylerin suç, suç korkusu ve suça maruz kalma korkuları ile ilgili ortaya konulacak verilerin, ilgililer için önemli bir kaynak teşkil etmesi ve buradan hareket ile iyileştirmeler yapılması beklenmektedir.</p>2024-04-05T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 https://www.sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/509Hamzanâme'nin 51. Cildinde Masal ve Fantastik Roman Unsurları2024-04-03T19:21:11+00:00Nuray Kılıçnuray_kilic@hotmail.com<p>9. yüzyılda sözlü gelenek ürünü olarak ortaya çıkmış ve 14. yüzyılda yazıya geçirilmiş Hamzanameler, Hz. Hamza’nın kahramanlıklarını anlatan; kahramanları, mekanları, zaman ve olaylarıyla dikkat çekici anlatıma sahip hikayelerdir. Akıcı üslubu, etkileyici olayları, sıra dışı kişileriyle ortaya çıktığı dönemden itibaren dinleyicinin ilgisini çekmiş ve uzun süre Araplar, İranlılar ve Türkler arasında toplumun ilgi duyduğu eserler olmuştur. Tespit edilen 72 cilKen 51. cildi üzerinde yapılan çalışmada Hamzaname’nin farklı türlerle benzer özellikler gösterdiği ifade edilebilir. Benzer özellikler gösterdiği edebi türler arasında geleneksel bir tür olan masal ve modern bir tür olan fantastik roman ön plana çıkmaktadır. Olağanüstü kahramanlar etrafında, ilginç mekanlarda, farklı zaman dilimleri kullanılarak gerçekleşen olaylar, Hamzanameler ile masal ve fantastik roman türleri arasında benzerlikler ortaya koymaktadır.</p>2024-04-05T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 https://www.sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/510Türk Lehçelerinde Organ Adlarının Karşılaştırılması2024-04-03T19:24:57+00:00Selin Mercimekselinmrc275@gmail.com<p>Bu çalışmada lehçe kavramı Çağdaş Türk Lehçeleri dersleri adlandırmasındaki anlamıyla kullanılmıştır. Lehçeler arası kurulan ilişkide coğrafi konum, kültürel ve siyasî paylaşımlar etkilidir. Geçmişten günümüze Türklerin mücadelesini sürdürdüğü coğrafyanın büyüklüğü ve etkileşimde oldukları kültürel yapı dillerini de etkilemiştir. Bu etki Türk dünyasında lehçe, ağız ve şiveler oluşması bakımından zengin bir sonuç doğurmuştur. Bir dilin akrabalık ilişkilerini belirlemek ve tasnifini yapabilmek için temel söz varlıklarından yararlanmak önemli bir yoldur. Türk lehçelerinde vücut organlarının adlandırılması bu bakımdan ilgi çekici sonuçlar doğurabilir düşüncesinden hareketle yapılan bu incelemede yer yer köken bilgisi, şekil bilgisi ve ses bilgisiyle ilgili bilgilerden yararlanılmış ve değerli verilerin elde edilebileceği görülmüştür. Bu incelemeler sonucunda elde edilecek verilerin öncelikle bu lehçeleri konuşanların birbirini anlaması kolaylaşacak ve bu lehçelerin akrabalığı tezini de güçlendirecektir. İnsanlar kendilerinin ve hayvanların bedenlerinin birimlerine ve vücut parçalarına çeşitli adlar verir. Türk dilinin lehçelerinde organ adları bazen ortaklık bazen benzerlik bazen ise tamamen değişiklik gösterir. Coğrafî uzaklıkla birlikte farklılıkların ve değişimin arttığı görülür. Bu çalışmada Türk dilinin lehçeleri ile birlikte coğrafî yakınlıktan ve etkileşimden dolayı ele alınan organ adlarının Rusça karşılıkları da hazırlanan tabloda yer alır. Böylece Türkiye Türkçesi, Başkurt Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi, Kazak Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Tatar Türkçesi, Uygur Türkçesi ve Rusça organ adlarının mukayesesi yapılmaktadır.</p>2024-04-05T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024